BILGI degerlidir(amelle)

Ara
İçeriğe git

Ana Menü

Çocuk eğitimi ve Etkili iletişim

Çocuk eğitimi

AİLEDE ÇOCUK EĞİTİMİ VE ETKİLİ İLETİŞİM

Çocuğun geleceğe hazırlanmasında en etkin ilk rol kuşkusuz anne - babaya düşmektedir.Kişiliğin% 80 oranında oluştuğu 0 - 6 yaş döneminin nasıl ve ne şekilde geçirildiği çok önemlidir.Çünkü bu yıllar çocuğun geleceğinde iz bırakacak yıllardır.Aile içi eğitimin ,kişiliğin yapılanmasında ve gelişiminde kalıtımsal faktörlerden sonra en etkili faktör olduğu bilinen bir gerçektir.

Çocuklarımızdaki öz güven,güvensizlik,aşağılık duygusu,sosyal ve anti sosyal davranış ve tepkiler ilk çocukluk yıllarında anne - babaların yaklaşımları ile şekil almaktadır.Daha ilk günlerden sevildiğini hissettirirseniz onlara sevmeyi öğrenir,yapabileceklerini gösterir ve yapma fırsatı tanırsanız kendine güvenmeyi ve ayakta durmayı öğrenir.Hani bir Çin atasözünde olduğu gibi bizim görevimiz onlara her zaman balık tutup karnını doyurmasını sağlamak değil ,zamanı geldiğinde balık tutmasını öğretmek olmalıdır.

Yapılan birçok araştırmada ilkokul öğrencilerin uyum ve başarıları büyük ölçüde ev koşullarına bağlanmıştır.Buradan hareketle anne - babalara şu sorular sorulabilir.

* Çocuk eğitiminde nasıl bir yol izliyorsunuz ?

* Çocuğunuzla sağlıklı bir diyalog kurabiliyor musunuz ?

* Çocuğunuzun temel gereksinimleri nelerdir ve bunları karşılayabiliyor musunuz ?

gibi... sorular daha da çoğaltılabilir.Bu üç soruyu düşünerek ve çocuklarımıza zaman ayırarak işe başlamak bu yolda atılacak ilk önemli adım olacaktır. 21. yüzyıla girdiğimiz şu günlerde öncelikle anne baba olarak bizlerin çocuklarımızı tanıma,anlama ve ihtiyaçlarını kavrayabilme adına yeniliklere açık olmamız gerekmektedir.



Çocuğun,her yaş döneminin farklı gelişim özellikleri olduğu gibi,psikolojik ve davranış özelliklerinin de farklı olabileceğini bilmemiz gerekir.Sözgelimi 3 yaş çocuğunun gelişim özelliklerini bilmezsek çocuğumuzun bu yaşta gösterdiği paylaşmama,ben merkezli olma durumunu anlamakta güçlük çekeriz.Çünkü biliyoruz ki2 - 3 yaş dönemi çocuk için bir inatçılaşma dönemidir.

Aynı şekilde ön ergenlik dönemi yaşayan çocuklarımız için bu dönemin gelişim özelliklerini göz ardı eder ve onları hep 3. 4. sınıftaki halleri ile kıyaslarsak hata yaparız.Çünkü biliyoruz ki bu dönem çocukluktan ergenliği bir geçiş dönemidir.Her geçiş dönemin de olduğu gibi buradaki olaylar da kalıcı değildir.

* Ergenler çocuklukla - erişkinlik arasında git - geller yaşarlar.

* Duyguları ve kararları ani iniş çıkışlar gösterir.

* Çok neşeli gördüğünüz çocuğunuzu biraz sonra,çok basit bir olaydan dolayı çok üzgün ve ağlar görebilirsiniz.

* Bu durum onların duygusal kararlılıktan henüz yoksun olmasından kaynaklanır.

Burada üzerinde durmamız gereken en önemli nokta çocuğumuza iyi bir eğitim verebilmemiz için çocuğun gelişimi ile ilgili temel özellikleri bilmemiz gerektiğidir.

Aslında çocuk yetiştirmek ince bir sanat.Bu sanatı en iyi icra edebilmenin yolu karşımızdaki insanla etkili iletişim kurmakla mümkün olacaktır. İletişim,bir kişi ya da grupla karşılıklı mesaj alışverişinin yapılmasıdır.

Etkili iletişimin temel şartı; şartsız kabul ve dinlemedir.

NEDİR ŞARTSIZ KABUL ? Karşımızdakini önyargısız,olduğu gibi kabul etmektir.

KABUL;küçücük tohumları bile en güzel çiçeğe dönüştürebilecek verimli bir toprak gibidir.

Başkasını olduğu gibi kabul etmek gerçekten sevmektir. Kabul kişinin gizli gücünün ortaya çıkmasına ve onun duygularını,sorunlarını paylaşmasını imkan tanır.

İletişimin diğer bir şartı iyi bir DİNLEYİCİ olmaktan geçer.Gerek çocuklarımızla olan

diyalogumuzda gerekse diğer insanlarla olan diyalogumuzda iyi bir dinleyici olmayı becerebilirsek eğer,problem diye karşımıza gelen bir çok olayın kendiliğinden çözümlendiğini görürüz. Aslında çocuklarımızla olan konuşmalarımızda çoğu zaman diyalog yerine monolog yapıyoruz . Yani tek taraflı konuşuyoruz.

Genelde dinlemeyi pek bilmeyen bir toplum olarak herkes konuşuyor ama iyi bir dinleyici olmayı unutuyoruz.



Sağlıklı anne - baba - çocuk iletişiminde amacımız onları DUYMAK değil DİNLEMEK olmalı. Televizyon seyrederken " anlat oğlum seni dinliyorum diyen bir baba çocuğun gözünde ne kadar ilgili bir baba portresi çizer.Kurulacak ilişkide göz teması,oturuş şekli,dinlediğimizi belirtir basit ipuçları karşıdaki kişiye "seni dinliyorum " mesajını verir ve onu anlatmaya cesaretlendirir şekilde olmalıdır.

İletişimin anlamı almış olduğumuz tepkiler ve beden dili ile yakından ilgilidir.İletişimde kullanılan

* kelimelerin değerinin % 10 ,

* söyleyiş tarzının % 30

* beden dilinin ise % 60oranında etkili olduğunu biliyor musunuz ?


Çocuklarınızın sorunlarını çözerken tutumunuz onlarla konuşmak şeklinde değil,genelde Onları dinlemek şeklinde olmasına özen gösterin.

Burada insanın kendini geliştirmesi adına güzel eserler veren yazar Oğuz SAYGIN'ın kızı ile arasında geçen bir olayı sizlere aktarmak istiyorum." Bir gün kızım Merve'nin bebekleri ile oynuyorduk ve ben sözcüklerimle onun yanında olduğumu hissettirmeye çalışıyordum.Ama kelimeleri söyleyiş tarzım ve beden dilimle bunun aksini yapıyordum.Birden telefon çaldı,gelen önemli bir telefondu ve ben bütün ciddiyetimle telefonda konuştum.Telefondan sonra kızımın bana söylediği şu cümle kafamda şimşek gibi çaktı.

"BABA TELEFONLA NASIL KONUŞUYORSAN BENİMLE DE ÖYLE OYNA" O günden sonra kızımla oynarken sözcüklerimle ve beden dilimle kızımın yanında olmaya çalışıyorum. Bu güzel örnek bize ne söylediğimizin değil , nasıl söylediğimizin daha önemli olduğunu hatırlatıyor.



DEMEK Kİ İLİŞKİLERİMİZDE BEDEN DİLİNİ İYİ KULLANMAYA ÖZEN GÖSTERMELİYİZ.



Batılı psikolog Publius Syrus; "çocuğuna servet bırakmak isteyen anne - baba,ona iyi dinlemeyi öğretmelidir " diyor.Arabadan,attan, yattan pek bahsetmiyor.Çünkü bunu böyle öğrenen çocuk da geleceğe dair insan ilişkilerinde iyi bir dinleyici olmayı öğrenecek ve karşısındaki insanlarla etkili bir iletişim gerçekleştirecektir.

Yine burada LeoPuscaglio' nun dinlemekle ilgili güzel bir şiiri var.Bunu sizlerle paylaşmak istiyorum.



DİNLE

Sana beni, dinlemeni söylediğinde

Bana öğüt vermeye başladın.

Söylediğimi de yapmadın.



Sana, beni dinlemeni söylediğinde

Bana niye demeye başladın.

Duygularımı ayaklar altına alıp çiğnedin.



Sana beni dinlemeni söylediğinde

Kendini buna zorunlu duyumsadın,

Sorunlarımı çözmeyi ister gibi davrandın

Sonunda beni de başarısızlığa uğrattın.



Dualar belki de bazı kişilere yardımcı olur.

Çünkü; Allah öğüt vermez, suskundur.

Ve durumları düzeltmeye çalışmaz.

O yalnızca dinler ve işinizi kendinizin

çözümleyeceğine inanır.



Öyleyse lütfen dinleyin ve beni işitin.

Eğer konuşmak istiyorsanız,

Birkaç dakika sıranızı bekleyin

O zaman ben de sizi dinleyeceğime söz vereyim.

İyi bir dinleyici olmak için nelere dikkat etmeliyiz.Bunları şöyle sıralayabiliriz.

1 - Dinlerken bedensel olarak dinleme pozisyonuna girin ve dikkatinizi yoğunlaştırın .

2 - Evet,tabii ki ,hııı gibi sözlerle dinlediğinizi gösterin.

3 - Çocuğunuzun konuşmalarındaki duygularını,hissettiklerini isimlendirmeye çalışın.

" Arkadaşın sana vurduğu için kendini kötü hissediyorsun gibi duygularını yansıtmaya çalışın.

4 - Kendinizi dinlediğiniz probleme hemen çözüm bulmak zorunda hissetmeyin." Ne yapmayı düşünüyorsun diyerek onun önünü açın, onun kendi problemlerine kendi çözümünü getirmesini bekleyin,uygun çözüm buluncaya kadar da bu süreci işletin.

Unutmayın ki bir problemin başlangıcı da siz de çözümü de sizde.

Biz Rehber Öğretmenler öğrenci ile görüşürken temel ilkemiz budur.Çocuğun kendi probleminin farkında olmasını sağlamak,çözümü için yollar aramasına rehberlik etmektir.

Çocuğumuzu dinleyerek onu anlamaya çalışarak neler kazanabiliriz ? Bunları şöyle sıralayabiliriz.

1 - Çocuğumuzun konuşma yeteneği artar.Kendini daha iyi ifade etmeyi öğrenir.

2 - Çocuğunuzun bir sorunu olduğunda bunu saldırganlıkla,ağlamakla,hırçın davranışlarla değil,sözlü olarak ifade etmeyi öğrenir.

3 - Anlaşıldığını hisseden çocuk,kendini daha rahat ve huzurlu hisseder. Bu da çocuğun kişisel ve sosyal gelişimine yardımcı olur.

4 - Çocuk ve anne baba arasında bir yakınlık doğar,sorunlarını ilk sizinle paylaşmayı ve diyalog kurmayı öğrenir.Ve her şeyden önemlisi söyledikleri dinlenilen bir çocuk , anne - babasının düşüncelerini dinlemeyi ve onları anlamaya başlar.



UNUTMAYALIM Kİ anlaşılmak için önce anlamaya gerek vardır.Çocuğum beni anlamıyor demeden önce ,siz onu ne kadar anlayıp dinleyebildiğinizi , empati kurabildiğinizi ölçmeye çalışın.



Bir Kızılderili atasözü der ki " bir kişiyi yargılamadan önce üç ay onun postunu giyin." Yani olaylara bir de karşı tarafın penceresinden bakılması gerektiğini ifade eder.

Burada anlatılmak istenen ilişkilerimizde EMPATİK olmamız gerektiğidir.

İnsanlar arası etkili iletişimi engelleyen bazı unsurlar vardır.Buna iletişimin 12 engeli denir.
Bunlara da bir göz atmakta fayda var.



NEDİR BU 12 ENGEL ?

1.Emir vermek

2.uyarmak ,gözdağı vermek

3.Ahlak dersi vermek

4.Öğüt vermek,öneri getirmek

5.nutuk çekmek

6.Yargılamak,eleştirmek

7.Övmek

8.Ad takmak,alay etmek

9.Yorumlamak

10.Güven vermek,desteklemek

11.Soru sormak,sorgulamak

12.Sözünden dönmek,konuyu saptırmak.

Burada saydıklarımız iletişimi olumsuz etkileyen,iletişimi zora sokan faktörler.



Peki iletişimi kolaylaştıran unsurlar nelerdir ?Bunları da şöyle sıralayabiliriz.



1.Edilgin dinleme ( sessizlik )

2.Kabul tepkileri

3.Kapı aralayıcılar,konuşmaya çağrı (Bu konuda daha fazla şey söylemek ister misin ? )

4.Etkin dinleme ( geri iletide bulunma )



Çocuklarımızla aramızda etkili bir iletişim kurabilmemiz için,sorunlarına çözüm bulabilmemiz için SEN dili yerine BEN dilini kullanmaya özen göstermeliyiz.NEDİR BEN DİLİ ?

Yapılan olumsuz bir davranışın ,bizim üzerimizdeki olumsuz etkisini dile getirmektir.Ben

Mesajının özünde ; sorunu yaratan davranışın ne olduğu

Bu davranışın bizi nasıl etkilediği,

Ve bu etkinin bizde uyandırdığı duygular vardır.

Sözgelimi odasını toplamayıp dağınık bırakan çocuğumuza “sen ne dağınık bir çocuksun,ne zaman adam olacaksın “ şeklindeki bir yaklaşım SEN dilini kullanmaktır.

Oysa aynı çocuğumuza “odan böyle dağınık olduğu zaman kendimi rahatsız hissediyorum”

Şeklindeki bir yaklaşım iletişimde BEN dilini kullanmaktır.BEN dili iletişimi engellemez, karşıdakini olumsuz etkilemediği için kişinin davranışını değiştirme olasılığı daha yüksektir.

Oysa SEN iletileri daha çok suçlayıcı,yargılayıcı ifadeler taşır.Bu da iletişimi engelleyerek karşımızdakini olumsuz duygulara yöneltebilir.



Çocuklarımızla olan iletişimimizde genel olarak BEN dilini kullanmaya,yapılan olumsuz bir davranışın bizim üzerimizdeki somut etkisini anlatmaya çalışmalıyız.Böylece çocuk BEN mesajında kendine karşı bir saldırı olmadığı için,söyleneni savunucu olmadan duyabilir,davranışının sorumluluğunu üstlenir ve değiştirmeye yönelebilir.

Buraya kadar anlatılanlar gerek çocuklarımızla gerekse diğer insanlarla olan iletişimimizin daha anlaşılır ve etkili olabilmesi için yapılması gereken temel kurallar içermektedir.



Sözlerimi DAHA BAŞARILI, DAHA GÜVENİLİR, DAHA DÜRÜSTVE DAHA MUTLU ÇOCUKLAR HAYALLERDE DEĞİL ÇABALARIMIZLA BİZİM YANIBAŞIMIZDA diyerek noktalamak istiyorum .


 
İçeriğe Geri Dön | Ana Menüye Geri Dön